Yeni ekonomik paketin dış desteği ile ilgili siyasi talep ve pazarlık iddiaları sürekli gündemde tutuluyor. Kıbrıs'tan Irak'a kadar çeşitli konularda Türkiye'nin taviz vermesinin istendiği öne sürülüyor. 
Devlet Bakanı Kemal Derviş, "Böyle bir pazarlığı kabul etmeyiz" derken, Alman gazetesi Die Zeit'a verdiği "Exclusive" mülakatta da, sağlanacak destek karşılığında siyasi taleplerin gündeme getirilmesinin şantaj olacağını, böyle bir şeyin "ters tepeceğini" söyledi. 
Buna karşılık mevcut ve eski ABD büyükelçilerinin Başbakanlığı "su yolu" ettikleri görülüyor. Ankara Büyükelçisi Pearson'un yanı sıra son olarak da Pearson'a görevi devreden eski Büyükelçi Mark Parris Başbakanlıktaydı. 

ABD, Türkiye'nin Irak ile ekonomik ilişkileri geliştirmesinden rahatsız. Bununla ilgili uyarılara karşın, Türkiye'nin ambargodan doğan kayıplarının karşılanması ile ilgili somut bir öneri yok. Sadece "siz Irak politikanızı, bize uydurun, gözden geçirin, size destek sağlarız" türünden, "kuru kuru gadan alam" sözleri veriliyor. Neyseki, art arda yapılan dış ticaret heyetlerinin ziyaretlerinde, ambargolu ve ambargo sonrası dönemdeki ilişkiler için iyi bir altyapı oluştu.

Şimdi bir adım daha atılıyor. Mayıs ayında Bağdat'ta büyük bir Türk İhraç Ürünleri Fuarı açılıyor. Bu fuarın öncesinde de önümüzdeki hafta 15 yıla yakın bir süreden beri Türkiye-Irak-Suriye arasında durdurulan tren seferleri yeniden başlıyor. Üç ülke yetkilileri en son Suriye'de yaptıkları toplantıda, tam mutabakat sağladılar. Muhtemeldir ki ABD bu işe çok kızacak. Ama tüm hazırlıklar tamam. Tren kalkıyor. Mardin'den Bağdat'a sefer başlıyor. Tıpkı 10 yılı aşkın bir süreden beri rayları paslanan, İstanbul-Tahran-Tebriz seferlerinin başlaması gibi. 

Zülfikar DOĞAN
Milliyet gazetesi
29 Nisan 2001