Türkiye, Irak ticaretinde imkân yaratmayı özellikle sınır kentlerindeki işadamlarıyla sağlamayı bilmiştir. İran-Irak savaşı dönemi başta olmak üzere önemli ticari başarılara imza atılmıştır. Ama Ankara merkezli gelişmelerde aynı oranda başarılı olduğu söylenemez. Hele Özal'ın Körfez Savaşı sırasındaki tutumuyla "bir koyup üç alma" iddiası bütünüyle olumsuzluk getirmiştir. Değil bir koyup üç almak iki ülke ticareti hemen hemen sıfırlanmıştır. Bu açıdan sınır kentlerinin işadamlarının başarısıyla Ankara'nın başarısızlığı arasında olumluluklar ve olumsuzlukları birlikte yaşayarak bugüne geldik.
Şimdi görüldüğü kadarıyla önümüzde ciddi bir fırsatlar dönemi başlıyor. Hasar gören rafinerilerin, petro-kimya tesislerinin, tarım makinelerinin, gıda sektöründeki işyerlerinin yeniden üretimi için Birleşmiş Milletler'in ambargosuna girmeyen 1.2 milyar dolarlık bir malzeme alımı gündemdedir. Bunun yanı sıra petrol tesislerinin modernleştirilmesi için atıksu ve kanalizasyon projeleri için içme suyu tesisleri için de alımlar yapılacaktır.
Asıl önemli olan savaşın yıktığı ve kapatılması bugüne kadar mümkün olmayan ve 600 bine yükselen konut açığıdır. Bu alanda da tahminlere göre Irak, 12 milyar dolarlık bir müteahhitlik hizmeti ve malzeme alımına hazırlanıyor.
Şimdi Türkiye, komşusu Irak ile olan ilişkilerinde çok önemli bir gelişmeyi kucaklayabilecek. Irak ile olan ticaretini hızla yine 4-5 milyar dolarlara çıkarabilecek bir konumdadır. Irak pazarı Türk işadamının da müteahhitlerinin de çok yakından bildikleri, iş yaptıkları, riskine katlanmayı başardıkları alanlardır. O nedenle bu alana girmeleri önlenmezse, Irak pazarında büyümeleri, iş almaları, ilişkileri sürekli kılmaları kolaylıkla sağlanacaktır. Türk işadamları ve müteahhitleri Ankara'nın gölge etmemesi, mümkünse önlerini açmaları halinde Irak pazarında rakiplerinin önüne geçecek rekabet gücüne ve ilişkiler zincirini kurmaya fırsat bulacaktır.
Irak pazarı kendine has riskler taşıyan bir pazardır. Türk işadamları bu risklere üstlenmesini uzun yıllar başarıyla yürütmüşler, en kötü dönemlerde bile ilişkileri sıcak tutmaya çalışmışlardır. Türkiye, bugün Irak pazarında 660 milyon dolarlık dengeli bir dış ticaret hacmine sahiptir. Bu ülkenin 15 milyar dolarlık ticaret hacmi içerisinde çok düşük bir paydır. Eski dönemlerde Türkiye, bu ülkeyle ticarette çok daha büyük paylara sahip olduğu dönemler yaşamıştır. Ancak Körfez Savaşı sonrasında da Irak ticaretimiz adeta sıfırlanmıştır. 1995 yılında sadece 123 milyon dolarlık ihracatla başlayan ticaret, 1997 yılında 1 milyar doların üstüne çıkmışsa da o günden bu yana 600-700 milyon dolarlar seviyesinde seyretmektedir.
Türkiye daha önce önemli ticari başarılara imza attığı komşu kapısında yeni başarılara imza atabilecek konumdadır. Bundan yararlanılmasını bilmek, Irak pazarını sürekli kılmak, Irak taahhüt işlerinde Türk müteahhitlerinin yer almasını sağlamak yeni dönemin önemli görevlerinden biridir.
Osman S. AROLAT
Dünya gazetesi
25 Nisan 2001
|