|
|
2000 yılı verilerine bakıldığında araç sayısı
9.544.868 olan Türkiye'de bu sayının da son derece düşük olduğu
görülmektedir. Sayının düşük olması özellikle can kaybının yüksek
olduğu kazaların fazlalığını engelleyememektedir. Burada yük
taşımacılığında kullanılan ağır tonajlı araçların
(Kamyon+Çekici+Tanker) -ki genel araç sayısına oranı % 9 mertebesindedir-
önemli rol oynadığı kaza istatistiklerinden kolayca
anlaşılabilmektedir. Adı geçen araçların kazaya karışma oranı % 7,
ölümlü kazaya karışma oranları ise % 45.5'lere kadar tırmanmaktadır.
1999 yılında ölümlerin yaklaşık yarısına bu araç grubu neden
olmuştur. Araçların düşük standardı, aktif ve pasif güvenlik
sistemleri bakımından oldukça yetersiz olması, aşırı yükleme
konusundaki yasal ve yasal olmayan uygulamalar kazalarda can-mal
kayıplarının artmasında önemli rol oynamaktadır. Araç muayenesi
konusundaki yetersizlikler bu konuda en önemli unsurlardan birini
oluşturmaktadır.
Trafikte insan unsurunun önemi bilinen bir gerçektir. On üç milyonu
aşan sürücü belgesine sahip kişi ile yaya ve yolcu olarak trafikte
rol alan çok sayıdaki insan, tüm bunların eğitimi, trafik bilincinin
oluşturulması genel anlamda eğitim eksikliği ve kent kültürünün
tamamlanamamış olması, trafik probleminin çözümünü zorlaştıran en
önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Mevcut Karayolu Trafik
Kanunu, önemli yenilikler getirmiş olmasına karşın eksiklikleri de
bulunmaktadır. Tek beygirle çok beygir arasındaki önemli
farklılıkların algılanmasındaki eksikliklerin giderilmesi en önemli
konu olarak önümüzde durmaktadır.
Trafik kazalarının azaltılması, özellikle can kayıplarının en aza
indirilmesi konusunda son yıllarda gösterilen çabalar ve elde edilen
olumlu gelişmeler ivme kazandırmak, bu alanda gelişmiş toplumlara
ulaşabilmek konusunda gösterilen bir çaba olmak üzere ilki 25-27
Nisan 2001 tarihlerinde Ankara'da Gazi Üniversitesi ile Emniyet
Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen "Trafik ve Yol
Güvenliği Kongresi" ulusal düzeyde yapılmış ve değişik konularda 100
bildiri sözlü, 50 bildiri de poster olarak sunulmuştur. Bu kez 8-12
Mayıs 2002 tarihlerinde Forum Fuarcılık ve Geliştirme A.Ş. ile
birlikte "Uluslararası Trafik ve Yol Güvenliği Kongresi ve Fuarı"
olarak düzenlenen bu aktivitede; genel anlamda insan, araç ve yol
faktörleriyle ilgili olarak; ulaşım politikaları, trafik tıbbı,
trafik psikolojisi, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin trafiğe
katkısı, trafik hukuku, planlama, çevre ve yaşam kalitesine etkisi,
sigorta, yatay ve düşey işaretlemede yenilikler, sinyalizasyon,
akıllı ulaşım sistemleri, medyanın trafik bilincinin
oluşturulmasındaki rolü, eğitim, denetim mühendislik vb. trafikle
ilgili tüm konularda yapılan çalışmaların sonuçlarını sunulacağı ve
tartışılacağı, halkın etkin olarak katılımı yanında konuyla ilgili
herkesin yer alacağı bir platform olması planlanmaktadır.
Konuyla ilgili olanları kongre ve fuara katılmaya çağırırken, emeği
geçenlere teşekkür eder, saygılar sunarım. |
Gazi Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Trafik Planlaması ve Uygulaması Ana Bilim Dalı Başkanı
Türkiye, bugün kadar uygulanan ulaşım politikaları, sosyo-kültürel
ve sosyo-ekonomik özelliklerinden kaynaklanan nedenlerden dolayı
normalin çok üstünde seyreden büyük bir trafik problemi ile karşı
karşıya bulunmaktadır. Can kayıpları konusunda Emniyet Genel
Müdürlüğü verileri; yıllık kaybın hastanede ölenler dahil
edildiğinde 7 bin 500'e ulaştığını göstermektedir. Son yıllarda
yapılan çalışmalarla çan kaybında göreceli bir azalma kaydedilmekle
birlikte adı geçen rakamların kabul edilebilir sınırların çok
üstünde olduğu açıktır.
Türkiye, yük taşımacılığında % 87 ve yolcu taşımacılığında % 95
oranında karayolunu tercih eden nadir ülkelerden biridir. Bunun
yanında, karayolu ağı 1000 km²'ye düşen yol uzunluğu olarak
karşılaştırıldığında yaklaşık 62.672 km toplam yol uzunluğu ise
(1000 km otoyol, geri kalanı ise devlet ve il yolları) Avrupa
ülkelerinin 1/3'ü düzeyinde kalmıştır. Buradan da açıkça görüldüğü
gibi ezici bir ağırlıkla karayolunun tercih edilmesi, aynı zamanda
karayolunun ihmal edilmesini de engellememiştir. Standartları ve
yatay düşey işaretleme açısından yetersizlikleri bulunan karayolu
ağı çok sayıdaki kaza kara noktasını da bünyesinde bulundurmaktadır. |