KÜRŞAD TÜZMEN
Dış Ticaret Müsteşarı
Türkiye'nin başta Irak olmak üzere, komşuları ile mevcut dostluk ve
ortaklık ilişkilerini daha ileri düzeylere taşıması öncelikli
önemini korumaktadır.
Bilindiği gibi; dünyanın ikinci büyük petrol rezervine sahip ülkesi
olan Irak, dış gelirlerinin tamamına yakınını petrol ve petrol
ürünleri ihracatından elde etmektedir.
Körfez krizi sonrasında büyük hasar gören, rafineri, petro-kimya,
tarım makineleri, kimya, demir-çelik, gıda, ilaç, elektrikli
aletler, makineler, inşaat malzemeleri ve tekstil başta olmak üzere
sanayi tesisleri yedek parça, yarı mamul ve hammadde sağlanamaması
nedeniyle ya çok düşük kapasitelerle çalıştırılabilmekte veya kapalı
tutulmaktadır.
Petrol üretiminin istikrarlı bir şekilde artırılması için bu
tesislerin tamamına yakınının rehabilite edilmesi ve yeni sahaların
geliştirilmesi için büyük yatırımlar yapılması gerekmektedir.
Orta Doğu ülkelerine göre önemli bir tarımsal potansiyeli olan Irak,
tarım makinaları, ilaç ve gübre eksikliği nedeniyle gıda ihtiyacının
çok önemli bir bölümünü ithal etmek mecburiyetinde kalmaktadır. Bu
nedenle Irak, MOU çerçevesinde ihraç ettiği petrolden elde ettiği
gelirlerin önemli bir bölümünü buğday, un, kuru gıdalar, yağ, çay ve
pirinç gibi temel gıda maddeleri ihtiyacını karşılamak üzere
kullanmaktadır.
Körfez krizinden sonra durma noktasına gelen Irak ekonomisi, "BM
Petrol Karşılığı Gıda, İlaç ve İnsani İhtiyaç Maddeleri Programı"nın
(MOU) yürürlüğe girdiği 1997 yılından itibaren hızlı bir büyüme
sürecine girmiştir. GSYİH 1999 yılında % 13 oranında büyümüştür.
BMGK'nin 1284 sayılı kararı ile Irak'ın petrol ihracatına getirilen
sınırlamanın kaldırıldığı, petrol üretim kapasitesinin artırılması
amacıyla önemli kaynak ayrıldığı ve petrol fiyatlarının önceki
yıllara göre önemli ölçüde yükselmesi ile 2000 yılında ekonomik
büyüme daha üst düzeylerde gerçekleşmiştir.
2000 yılında da Irak'ın toplam ithalatının 14 milyar dolar düzeyinde
olduğu tahmin edilmektedir.
Türkiye'nin Irak'a yaptığı ihracatta ağırlığı gıda ve tarım ürünleri
oluşturmaktadır. Değirmencilik ürünleri, sebzeler, hayvansal ve
bitkisel yağlar ilk sırada yer almaktadır. Türkiye'nin Irak'tan
yaptığı ithalatın ise tamamına yakın bir bölümünü mineral yakıtlar
ve yağlar oluşturmaktadır.
MOU kapsamında;
" Buğday, un, şeker, nohut, mercimek, fasulye, yemeklik yağ, çay,
süt ve süt ürünleri başta olmak üzere gıda maddeleri,
" Un, yem, et, salça, zetinyağı, süt ve yağ fabrika tesisleri için
makine ve ekipmanlar, soğuk hava depoları, silo ve gıda ürünlerinin
saklanmasına yönelik anahtar teslimi projeler,
" İçme suyu ve kanalizasyon sistemlerinin yenilenmesi, yeni
tesislerin yapımında kullanılan malzeme ve teçhizat, anahtar teslimi
projeler,
" İlaç ve tıbbi malzeme ve teçhizat, ambulans, laboratuvar alet ve
ekipmanları, hastane mobilyaları,
" Elektrik üretim, iletim ve dağıtımında kullanılan malzeme ve
teçhizat (trafo, jeneratör, elektrik direği, kablo), anahtar teslimi
projeler,
" Tarımda kullanılan makine ve aletler, gübre, zirai ilaç ve aşılar,
sulamada kullanılan boru, pompa ve diğer teçhizat, |
|
" Kırtasiye malzemeleri, sıra, sandalye, büro mobilyaları, eğitim
amaçlı elektronik aletler (TV, video, kamera gibi),
" Çöp kamyonları, su ve yakıt tankerleri, ağır yük kamyonları ve
çekiciler, şehiriçi ve şehirlerarası otobüsler, minibüs, midibüs,
kamyonet,
demiryollarının modernizasyonu ve yeni demiryolu yapımında
kullanılan malzeme ve makineler, lastik, lastik sanayiinde
kullanılan yarı mamul maddeler,
" Telekomünikasyon sektöründe kullanılan her türlü malzeme ve
teçhizat,
" İnşaat demiri, fayans, vitrifiye malzemeleri, iş makinaları,
yükleyiciler, toprağı kazmaya ve düzeltmeye yarayan diğer araçlar,
vinçler,
" Petrol üretimi ve rafinajında kullanılan her türlü malzeme ve
teçhizat, hizmetler,
" Konut projeleri vb.
gibi geniş bir ürün yelpazesinde Irak'a ihracat imkanı
bulunmaktadır.
Komşu Ülkeler Stratejisi içinde yer alan Irak ülkemiz ihracatçıları
için önemli bir pazar konumundadır. Körfez Savaşı nedeniyle iki ülke
arasındaki ticaret hacmi azımsanamayacak oranda aşağılara inmiştir.
Ancak, geçen yıl uygulanmaya başlanan "Komşu Ülkeler Stratejisi"
çerçevesinde, 2000 yılı ikili ticaret açısından bir dönüm noktası
olmuştur. Irak'a ilk ticaret heyeti programımız 28 Şubat-1 Mart
2000, ikincisi 12-16 Mart 2001 tarihleri arasında
gerçekleştirilmiştir. Heyetlerin sonrasında gerçekleştirilen Karma
Ekonomik Komisyon toplantısı, Türk-Irak İş Konseyi'nin kurulması,
düzenlenen fuarlar ve diğer karşılıklı ziyaretlerin iki ülke
arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesine önemli katkılarının
olduğu inancındayım.
2000 yılında 200 milyar dolarlık GSYİH ile dünyanın en büyük 20
ekonomisi arasında yer alan ülkemizin 200'den fazla ülkeye 17.000
kalem mal ihraç etmekte olduğu da gözönünde bulundurulursa, Irak'ın
hedef pazar bağlamında önemi tartışılmazdır.
Bu bilinçle Müsteşarlığımız, yıllardır aralıksız iştirak edilen
Bağdat Uluslararası Genel Ticaret ve Sanayi Ürünleri Fuarı'na
katılımın temini ile yetinmeyip, yine Bağdat'ta birincisi 6-10 Mayıs
1997 tarihinde olmak üzere, Nisan 2000 ve Mayıs 2001 tarihlerinde
Türk ihraç ürünleri fuarlarının, Eylül 2001'de ise İlaç, Tıbbi
Malzeme ve Medikal Fuarı'nın organizasyonlarını sağlamıştır.
Diğer taraftan, 2002 yılı uluslararası fuar katılım programında,
yılın ilk yarısında Bağdat 4. Türk İhraç Ürünleri, ikinci yarısında
ise Bağdat 35. Uluslararası Genel Ticaret ve Sanayi Ürünleri
Fuarı'na iştirak edilmesi hususu kesinleşmiştir.
Türkiye'nin mevcut potansiyeli ile Irak'ın altyapı projeleri dahil
her türlü ihtiyacını karşılayabilecek ekonomik güce sahip olduğu
inancından ve yoğun fuar etkinliklerinin yanında gerçekleştirdiğimiz
ticaret heyeti programlarıyla da biz Türkiye olarak üzerimize düşen
görevi yerine getirdiğimiz gerçeğinden hareketle, dost ve komşu ülke
Irak'ın Türk firmalarına öncelikle şans tanıyacağına inanıyorum. Bu
noktayı dikkate alarak, karşılıklı anlayış içerisinde yapacağımız
çalışmalarla Irak'a ihracatımızın yakın gelecekte en az 2-2.5 milyar
dolarlık hedefe rahatlıkla ulaşabileceği kanaatindeyim.
|